41 yıllık tecrübesiyle gümrük müşavirliği alanının duayen isimlerinden Bursa Gümrük Müşavirliği A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özenalp, dahilde işleme rejimi (DİR) uygulamalarında sıkça yapılan kritik hataları ve bu hataların doğurabileceği sonuçları anlatarak sanayicileri uyardı.
Özel Haber/ Özge Alkış Dahilde işleme rejimi, gümrük sisteminin en önemli kavram ve ekonomik etkili rejimlerinden biridir. Dış ticarete konu malların, hammadde veya yarı mamul şeklinde ülkemizde işleme tutulması gerekebilir. İşte bu şekliyle dahilde işleme rejimi, sanayicimizin, sıkıntılarının aşılmasında en önemli düzenlenmelerden biridir. Sıkıntıları aşmaya yönelik, ekonomik etkili bir rejim olarak Gümrük Kanunu’nun 108-122. maddeleri ile gümrük yönetmeliğinin 349-369. maddelerinde düzenlenerek sisteme dahil edilmiştir. Ayrıca, dahilde işleme rejimiyle ilgili usul ve esaslar bakanlar kurulu kararlarıyla belirlenirken, bu konudaki politikalar ise ekonomi bakanlığı tarafından tespit edilmektedir. Dahilde işleme rejimi, serbest dolaşımda bulunmayan hammadde veya yarı mamul niteliğindeki eşyanın vergileri teminata bağlanmak suretiyle veya bu amaçla serbest dolaşıma giren ya da eşdeğer eşyanın, Türkiye gümrük bölgesinde bir veya daha fazla işlem görerek elde edilen nihai ürünlerin ihraç edilmesinin esas olduğu, ihracatın gerçekleşmesi halinde teminatın veya alınan vergilerin geri verildiği bir rejimdir. Daha geniş bilgi için bakınız (Ahmet Özenalp Gümrük Kaçakçılıkları ve Bilirkişi Raporlarım 2- Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu, Remzi Akçin -Dış Ticaret ve Gümrük)
Buradan hareketle; BELGENİZ KAPANSA DA SORUN BİTMİYOR
Sayın Özenalp, uzun yıllardır gümrük müşavirliği yapıyorsunuz. Dahilde işleme izin belgeleriyle ilgili olarak sizi en çok endişelendiren konu nedir?
Ahmet Özenalp:
Dahilde işleme rejimi kapsamında en sık gördüğüm hata, üretimde DİİB veya DİR kapsamında ithal edilen eşya yerine, iç piyasadan alınan girdilerin kullanılması ve ihracatın bu şekilde yapılarak, belgenin kapatılması. Bu durum belgenin kapanmış olmasına rağmen sonradan yapılan incelemelerde ortaya çıkabiliyor ve çok ciddi sonuçlara yol açıyor.” (eşdeğer eşya konusu hariç)
3 YILA KADAR HAPİS
Yani belge kapanmış olsa bile risk devam ediyor, doğru mu?
Ahmet Özenalp:
“Kesinlikle öyle. En yaygın yanlış inanış, “belge kapandı, risk bitti” düşüncesidir. Oysa ki ithal girdilerin üretimde fiilen kullanılmadığının anlaşılması halinde;
Vergi tahsili, faiz ve cezalar,
Belge iptali,
Hatta 5607 sayılı kaçakçılıkla mücadele kanunu kapsamında 1–3 yıl hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası gibi sonuçlarla karşılaşmak mümkün.”
SANAYİCİLERE UYARI!
Sanayicilerimiz bu risklerden korunmak için ne yapmalı?
Ahmet Özenalp:
“Şunları tavsiye ediyorum:
İthal edilen girdiler mutlaka üretimde kullanılmalı.
İç piyasadan alınan ürünler ithal eşya yerine beyan edilmemeli.
Belge kapatma sürecinde gümrük müşavirleriyle çok titiz çalışılmalı.
Belge kapandıktan sonra bile geriye dönük denetim riskinin unutulmaması gerekiyor.”
“NASIL OLSA KAPANDI, SORUN OLMAZ” DEMEYİN
Son olarak sanayicilerimize vermek istediğiniz mesaj nedir?
Ahmet Özenalp:
“DİR ve DİİB çok önemli bir avantaj sağlıyor. Ancak bu avantajdan güvenle faydalanabilmek için doğru uygulama, şeffaf kayıt ve uzman desteği şarttır. Yıllardır gördüğüm en büyük hata, “nasıl olsa kapandı, sorun
kalmaz” düşüncesi. Tüm sanayici ve ihracatçılarımıza, titizlik göstermelerini özellikle hatırlatmak istiyorum.
Çünkü bu rejim bir şartlı muafiyet rejimidir. Bunun manası da en açık şekliyle eşyayı getirirsin yarı mamül ya da mamul üretirsin ve çıkarırsın.
Neden 5607 sayılı kaçakçılıkla mücadele kanununa atıf yaptık. Çünkü 5607 / 3 sayılı yasanın 4 fıkrası belli bir amaç için kullanılmak veya işlenmek üzere ülkeye geçici ithalat ve dahilde işleme rejimi çerçevesinde
getirilen eşyayı, hile ile yurt dışına çıkarmış gibi işlem yapan kişi, bir yıldan üç yıla [5] kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Son zamanlarda raporunu verdiğim birçok sanayicimizin DİİB kapsamında 5 yıl önce kapatılmış birçok belgenin dahi incelenerek adli soruşturma kapsamında davaya konu edildiğini gördüm.”