‘URTEB’ TÜRKİYE’NİN ADİL REKABETİ İÇİN ÇALIŞIYOR

Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi, ülkelerin “rekabet edebilme” gücünü de zayıflattı. Türkiye’de bu konuda ulusal ve uluslararası boyutta istediği yere gelemedi. Tam bu noktada, Türkiye’nin “rekabet gücünü artırmak” için kurulan ve bu anlamda genç yetenekleri odak noktasına alan URTEB, çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Rekabet.net’e konuşan URTEB Genel Başkanı Ahmet Özenalp; “Rekabet konusunda alacağımız daha çok yol var” dedi.

Rekabet Kurumu’nun kuruluş yıl dönümü nedeniyle her Kasım ayında olduğu gibi bu yıl da çeşitli etkinlikler düzenleniyor. 7 Aralık 1994 yılında kurulan Rekabet Kurumu, faaliyetlerine ancak 3 yıl sonra 5 Kasım 1997 tarihinde başlayabildi. Ülkemiz için çok önemli olan bu kuruma rağmen, Türkiye “rekabetçilikte” Dünya sıralamasında ön sıralara yükselemedi.

TÜRKİYE’NİN REKABET KARNESİ

2019 yılında yayınlanan Küresel Rekabet Raporu kapsamında hazırlanan endekste ise Türkiye 141 ülke içerisinde 61. Sırada yer aldı. Türkiye söz konusu endekse göre son 10 yıldaki seyrinde çeşitli dönemlerde genel sıralamada ilerlemeler kaydetti. Ancak 2009 ve 2019 yılları sıralaması aynı kaldı. 2008 krizinde ekonomik olarak güçlenen Türkiye’nin bu durumu rekabet edebilirlik endeksine de yansıyınca, Türkiye 2012 yılında 42. sıraya kadar yükseldi. Ancak 2015 yılı ile birlikte tekrar sıralamada gerilemeye başladı.

YATIRIM, ÜRETİM, PAZARLAMA

Günümüz dünyasında yaşanan hızlı dönüşüm ülkeleri kıyasıya rekabetin yaşandığı piyasa ortamına itti. Bu yarış içerisinde ülkeler rekabet güçlerini korumak ve arttırmak amacıyla ar-ge faaliyetleri, ileri teknoloji kullanımı ve yenilikçi yaklaşımlarla rekabet temelli yeni stratejiler oluşturmak zorunda kaldı. Ülkelerin uluslararası rekabetteki konumlarının, yeni pazar koşullarına ne kadar uyum sağladıklarına bağlı olduğu da bir gerçek… Yatırım, üretim, satış, pazarlama, dağıtım faaliyetlerinde etkinlik ile ülke refahının yükseltilmesi, yeni potansiyellere erişilmesi ile rekabet gücünün arttırılması mümkün olacak…

URTEB’İN HEDEFİ; “ADİL REKABET”

Haksız rekabetle mücadele eden ülkemizdeki tek birlik olan URTEB (Uluslararası Rekabet ve Teknoloji Birliği) 2002 yılından itibaren, bireylerin ve toplulukların rekabet gücünü arttırmak, toplumu rekabet alanında aydınlatmak ve adil rekabet kültürünün her alanda yayılmasını sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’nin rekabet karnesini daha parlak hale getirmek için çeşitli çalışmalar yapan URTEB, özellikle gençlerin bu konuda eğitilmesine ayrı bir önem veriyor.

Rekabet.net’e konuşan URTEB Genel Başkanı Ahmet Özenalp; “Pandemi nedeniyle yüz yüze yapılan çalışmalar aksasa da online çalışmalarla boşluğu doldurmaya çalıştık. Türkiye’nin rekabetçilikte uluslararası pazarda örnek gösterilecek bir ülke olmasını istiyoruz. Kurulduğumuz günden itibaren özellikle üniversite öğrencilerinin gelecekte faydalı olabilmesi için çalışıyoruz” dedi.

URTEB NE YAPIYOR?

URTEB, gençlerin gelecekteki iş yaşantısına daha donanımlı bir şekilde girebilmesi için onların özel sektörü tanımalarına fırsat sunuyor. Bu kapsamda iş dünyasını gençlerle buluşturan URTEB, çeşitli faaliyetler ve sempozyumlar düzenliyor.

Üniversite-sanayi iş birliğine ağırlık vererek, istihdamı artırmak amacıyla da faaliyetler düzenleyen URTEB, gençlere mesleki alt yapı sunarak iş dünyasında tercih edilebilir düzeye gelmelerine katkı sağlıyor. Mentorlük programlarıyla öğrencilerle şirket yöneticilerini buluşturan birlik, gençlerin yeteneklerini keşfetmesine yardımcı oluyor. Avrupa Gönüllü Hizmeti kapsamında gerçekleştirilen Avrupa Birliği (AB) projesiyle de üniversite öğrencilerine yurtdışında staj imkanı tanıyan URTEB, öğrencilerin farklı kültürleri tanımasını da sağlıyor.

“ALT YAPI SAĞLAM OLMALI”

URTEB Genel Başkanı Özenalp, Rekabet Kurumu’nun kuruluş yıl dönümünü kutlayarak şöyle konuştu; “Biz URTEB’i kurarak gençlere yöneldik. Türkiye’nin ulusal ve uluslararası alanla rekabet edebilirliğini arttırmak için öncelikle altyapının sağlam olması gerektiğine inanıyoruz. Bunu yolu da gençlerin eğitiminden geçiyor. Bizim gibi kuruluşların çoğalmasını ve bu yönde hizmet vermesi gerekiyor.”

“GELECEK GENÇLERDE”

Türkiye’nin rekabet edebilirliğinin artması hususunda eğitim sistemi hayati önem taşıyor. Son açıklanan üniversite sınav sonuçlarına bakıldığında sınava katılan öğrencilerden 217 bin 504’ü yani 100 öğrenciden 9’u matematikte hiç doğru yanıt veremedi. Yine Fen Bilimlerinde 312 bin öğrenci sorulara doğru yanıt veremedi. İşte tam bu noktada eğitime bakış açısının ve eğitimde kullanılan metotların bireylerin yetişmesinde hayati önem taşıdığı bir kez daha karşımıza çıkıyor. Dünyadaki üniversite sıralamalarında Türkiye’deki üniversitelerin adının olmadığını hatırlatan Özenalp şöyle konuştu; “Bütün bunların manası; iyi eğitim öğretim yoksa rekabet edecek insan da yok demektir. Türkiye’nin yüksek teknoloji ile uğraşan dünya ülkeleri ile rekabet edebilmesi için eğitim sistemini bir kez daha gözden geçirmesi gerektiği de kaçınılmaz bir gerçek.”

Rekabet.net